18. ve 19. yüzyıllarda, İsveçli Henrik Ling ‘in (1776-1839) etkisiyle, Avrupa’ da masaja rağbet artmış ve İsveç Masaj Sistemi tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Ling, tıbbi jimnastik ve masaja büyük önem vermiş; hareketleri bir taraftan pasif ve jimnastik hareketler; diğer taraftan basınç, ovma, titretme, vurma ve döndürme hareketleri olarak sınıflara ayırmıştır. Çalışmaları, Kraliyet ailesi tarafından ödüllendirilmiş; Stockholm ‘de adına bir enstitü kurulmuştur.
19. yüzyılın sonlarında, masaj artık yaygın bir tıbbi tedavi yöntemi olarak, ünlü cerrahlar ve doktorlar tarafından sık sık kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar; ya hastalarına bizzat masaj yapmış ya da kendileri adına masaj yapmak üzere yardımcılar (genellikle kadın) yetiştirmişlerdir. Ancak bu aktivite zaman içinde, kötü şöhretli evler ve fuhuş merkezleri için paravan olarak kullanılmış; bunun üzerine, 1894 yılında, Londra’da sekiz profesyonel kadın, Eğitimli Masörler Derneği’ni kurmak üzere bir araya gelmişlerdir. Bunlar, şimdiki adıyla, “Onaylı Fizik Tedavi Derneği”nin kurucularıdır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere ‘de, masaj, zihinsel hasarların ve sinir hastalıklarının sağaltımında yaygın olarak kullanılmıştır. Ancak elektrikli cihaz kullanımının giderek yaygınlaşması ile, gereğinden yumuşak olduğu düşünülen el masajı arka plana itilmiştir.
Bugün, elle masajın sağaltım gücü yeniden kabul görmektedir. Masaj, tıbbi tedavi yöntemlerini tamamlayıcı, kozmetik ve psikolojik destekleyici özellikleri ile, sağlıklı yaşam terapileri içinde halen güncelliğini korumakta ve ileride de buna devam edecek gibi gözüküyor.
Masajın Mesajı
Masajın temeli dokunuştur ve bunun değerini gösteren tıbbi kanıtlar da giderek artmaktadır. Harvard Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmada, benzeri ameliyatlara girmeye hazırlanan hastalar, iki gruba ayrıldı. Anestezi uzmanı, tüm hastaları ameliyattan önceki gece ziyaret ederek gruplara, ertesi gün yapılacaklar hakkında her zamanki bilgileri verdi; ama seçilen bir gruptaki her hastayla beş dakika daha fazla ilgilendi, yanlarına oturup ellerini tutarak sıcak ve cana yakın davrandı. Ameliyat sonrasında kendilerine dostça yaklaşılmış olan hastalar; diğer grubun aldığı ilaç miktarının yalnızca yarısını aldılar ve hastaneden yaklaşık üç gün daha önce taburcu edildiler. Bu olay sıcaklık, cana yakınlık ve dokunuşla birleşen dostça davranışın, genel sağlık üzerinde sahip olabileceği güçlü etkiyi kanıtlamaktadır.
Dokunuş bizim için öyle doğaldır ki; yokluğunda insanlar, canları sıkkın, çabuk kızar hale bile gelebilirler. Gözlemlerin de ortaya koyduğu gibi; anne, baba ve çocukların birbirlerine rahatça dokunabildikleri bir ailede büyüyen çocuklar, dokunuştan yoksun bırakılanlara oranla, daha sağlıklı, ağrı ve enfeksiyonlara karşı daha dayanıklıdırlar. Daha rahat uyurlar, daha çok arkadaş canlısıdırlar ve genellikle daha mutludurlar.Dokunma ve dokunulma ihtiyacımız; erişkinlik döneminde de devam eder; hepimiz sevgi, sıcaklık ve güven duygusu verdiği için ona ihtiyaç duyarız. Gerçekten de, evlilik rehberliği uzmanları, evli çiftlere birbirlerine daha fazla dokunmalarını tavsiye etmektedirler. Hatta bu uzmanlar, boşanma oranlarının giderek artmasında, ailedeki fiziksel temas yoksunluğunun rol oynadığını ileri sürmektedirler. Birbirine masaj yaparak geçirilen bir kaç dakika, fiziksel ve ruhsal bir çok hastalığı önleyebilmekte, diğer taraftan sevgi ve güven ilişkisini sağlamlaştırmaktadır.
Dokunma duyumuz belki de en temel algılama biçimimizdir. Rahimdeki bir bebek, ilk izlenimlerini dokunarak edinir; belki de dokunmanın güven ve rahatlık sağlamasının nedeni budur.
Masaj Teknikleri
Günümüzde uygulanan klasik masaj (Rus-İsveç masajı), özellikle 19. yüzyıl başlarında şekillenmeye başlamıştır ve yüzyılın son döneminde, Hoffa tarafından, karakteristik masaj manipülasyonlarının tanımlamaları yapılmıştır:
Öfloraj (efloraj, sıvazlama, stroking) : Klasik masaj eflorajla başlar ve eflorajla biter. Yüzeysel, hafif ve kayıcı tarzda basınç uygulanır ve masaj yapılacak yere göre tek veya çift el kullanılır.
Petrisaj (yoğurma, kneading) : Parmaklarla, tek elle, iki elle,iki el yan yana, iki el değiştirilerek yapılır. Kası kavrayıp tutarak, kemikten yükselterek yapılan yoğurma hareketidir. Kasın boyunu uzatmaya yönelik en önemli manipülasyondur.
Friksiyon : Bir veya daha fazla parmak ucu, el ayası ve avuç içi ile, deri ve derinin imkan verdiği ölçüde daha derine yapılan dairesel kayıcı bir baskı manevrasıdır. Baskı özellikle kaslara, kas tendonlarına, eklem ligamentlerine uygulanır.
Perküsyon (darbeleme, klopfen) : Masaj yapılan bölgeye darbeler indirilmesine denir. Yapılacak harekete göre değişik isimlerle adlandırılır:
Tapotman: Özellikle sırt bölgesine uygulanır. El hafif kubbe oluşturacak şekilde tutulur ve parmak uçları birleştirilerek darbe hareketi yapılır.
Klakman: Her iki el birbirine paralel ve avuç içleri birbirine bakarak tutulur; liflere çapraz gelecek şekilde uygulanır; parmak uçları hafif bükülü olarak, serçe parmak ve elin yan tarafı ile uygulanan darbe hareketleridir.
Haşman (baltalama) : Her iki elle, arka arkaya, serçe parmağının dış kenarı ile yapılır. Parmak araları açık veya parmak araları kapalı olarak uygulanır .
Vibrasyon (titreşim) : Masaj uygulanacak bölgenin genişliğine göre, parmak uçları veya el ayası ile yapılan titreştirme hareketleridir.
Rollen (yuvarlama): Üst kol ve bacak bölgesinde, avuç içleri ile, kasları kemik üzerinde yuvarlama (sallama) hareketidir.
Diğer Masaj Tipleri
Thai masajı: Orijinal Thai masajı, geleneksel thai ustaları tarafından, sert yer yatağında, masaj uygulanacak kişiye rahat ve hafif bir geleneksel thai pijaması giydirilerek, ayaklardan başa doğru uygulanır. Esnetme, kompres, noktasal basınç ve yumuşak salınımların bir harmanı olan geleneksel Thai Masajı, “pasif yoga” olarak da adlandırılır. Günümüzde fizyoterapistler tarafından uygulanan birçok manipülasyon, thai masajı kaynaklıdır.Sonradan oluşmuş birçok fiziksel hastalığın, eklem ve kas problemlerinin giderilmesinde çok etkili ve sık uygulanan bir masaj türüdür. Yaklaşık 3 saat sürer ve seans sonunda, hasta kendini yenilenmiş, bütün enerji kanalları açılmış ve rahatlamış hisseder.
Shiatsu Masajı: Eski Çin kökenli olan Shiatsu masajının temeli, doğu felsefesi ve tıbbına dayanır. Doğu felsefesi ve tıbbına göre, doğadaki tüm canlılarda, “YİN” (dişi enerji) ve “YANG” (eril enerji) uyumlu bir denge içindedirler. Shiatsu, vücutta bulunan Yin ve Yang enerjilerini harekete geçirerek düzenler; böylece bedende bir enerji dengesi oluşturur ve kişinin sağlığına (doğal haline) kavuşmasına yardımcı olur.
Shiatsu, parmak ve avuç içi ile, vücuttaki akupunktur noktalarına baskı yapılması şeklinde uygulanır. Bu yöntem “iğnesiz akupunktur” ve “accupressure” olarak da bilinir. Yer yatağında veya yerden yüksekliği az olan sedyelerde uygulanır. Parmak ve avuç içi kullanılarak uygulanan Shiatsu’yu, ayak parmaklarını, dirseklerini ve dizlerini kullanarak uygulayan terapistler de vardır.
Sıcak Taş Masajı ( Sıcak taş terapisi, Lastone Terapi ): Sıcak taş terapisi, ısıtılmış taşlar kullanılarak ısının, bedenin derinlerine nüfuz ettirilmesini sağlayan bir masaj terapisidir. Masaj, ısıtılmış ve soğutulmuş volkanik lav (bazalt) taşlarıyla, özel bir teknik uygulanılarak yapılır.
Sıcak taşlar, terapist tarafından masaja başlamadan önce vücudun belli kilit noktalarına yerleştirilir. Böylece, daha masaja başlanmadan, taşların ısısı kasların derinliklerine nüfuz eder ve “termoterapik” özelliğinden yararlanılmaya başlanır. Ardından, aromatik yağlardan da faydalanılarak, elle masaj uygulanır.
Aromaterapi: Fiziksel, duygusal ve ruhsal rahatlama amacı ile, bitkilerden elde edilen yağlarla vücuda masaj yapılmasıdır. Bu yağlar, aromatik bitkilerin “buhar damıtma” yoluyla konsantre edilmesiyle elde edilir. Ancak dikkat! Aromaterapi uzmanları, cilt tarafından kolayca emilen bu saf yağların, bazı hassas kişilerde, ciltle direkt temas ettiği zaman, kaşıntı ve alerji yapabileceğini belirtiyorlar. İyileştirici ve dinlendirici bir niteliği olan bu yöntem; kas, kemik, eklem rahatsızlıklarına, stres kaynaklı sorunlara, kadınlara özel bazı problemlere (regl ağrıları, menopoz vb.), sindirim ve kilo problemlerine çözüm getirebiliyor ve genelde bir seans 1.5 saat kadar sürüyor.
Refleksoloji: Yine 1,5 saat süren bu masaj tipi, ayaklara uygulanıyor ve masajı uygulayan uzman, insan bedeninde bloke olmuş enerjiyi çözerek, vücuda güç kazandırıyor ve dengesini sağlıyor. Refleksoloji uzmanları, ayaklara dokunduklarında, kişinin tüm sıkıntılarını anlayabileceklerini iddia ediyorlar. Ayrıca refleksolojinin, diğer terapilerden farklı olduğunu, vücudun kendi iyileşme mekanizmasını harekete geçirdiğini iddia ediyorlar. Çampisaj ( champissage ): 5000 yıldır Hindistan’da uygulanan çampisaj, yaşam bilimi olan Ayurveda’nın içinden geliyor. Aromatik yağlarla uygulanan bu teknik, hücre ve dokuların beslenmesini ve bedenin toksinlerden arınmasını sağlıyor. üst beden, sırt, omuz, boyun, saç derisi, saçlar ve yüze uygulanıyor. özel tekniğiyle kasları rahatlatarak, kan dolaşımını hızlandırıyor. Bu masaj, oturarak yaptırılıyor ve 40 dakika kadar sürüyor.
Manüel Lenf Drenajı: En etkili ve en doğru masaj tekniklerinden biri de Manuel Lenf Drenajı. Statik noktalardan başlayıp, kalbe doğru ilerleyen, tek yönlü bir teknik ile uygulanıyor. Bu masaj sistemi, lenfatik dolaşımı ve bağışıklık sistemini harekete geçiriyor. Vücudu toksinlerden andırıyor. Uzmanlar, her ne kadar vücuttaki toksinlerin tamamen atılmasına karşı çıksa da, zaman zaman gerekli olduğunu belirtiyorlar. Hiçbir kozmetik ürün kullanılmadan yapılıyor. Diğer masajlara oranla çok hafif, monoton ve sürekli tekrar edilen hareketlerden oluşuyor. MLD eğitimi almış fizyoterapist ve uzmanlarca uygulanması önerilmekte.