Ne yazık ki hamam ve kese kültürü, evlerimize giren lüks banyolar nedeni ile hayatımızdan son yıllarda çıkmıştır. Hamamların kullanımı antik Romalılara kadar dayanmaktadır. Hamam (Arapça – hammâm) kelime anlamı ile özel bir düzenle ısıtılan sıcak ve soğuk suyu bulunan, yıkanma amacıyla kullanılan yapı anlamına gelmektedir.
Kendine has bir disiplinle yılladır uygulanan hamam kültürü, tarih boyunca sadece insanların temizlenme ihtiyacını karşılamamış, insanlar arasındaki sınıf farkının ve egomuzun ortadan kalktığı; sadece bedensel olarak değil, ruhani olarak da rahatladığımız mekanlar olmuş ve sağlığa olan faydalarından dolayı da yüzyıllar boyu geleneksel olarak yaşamını sürdürmüştür.
Hamamların belli hijyenik koşullar sağlandığında, sağlığa aşağıdaki faydalarının olduğu bilinmektedir:
- Stresi azaltır, kişiyi gevşetir ve dinlendirir.
- Kas gerginliğini ve eklem kısıtlılığını giderir, romaztizmal ağrıları azaltır.
- Bağışıklık sistemini destekler.
- Lenf ve kan dolaşımını hızlandırarak, bedeni toksinlerden arındırır ve dokuların oksijenlenmesini artırır.
- Bedenin metabolik aktivitesini arttırır.
- Alerji veya enfeksiyonlar nedeni oluşan sinus tıkanıklıklarını azaltır.
- Alerjik durumlara bağlı nefes tıkanıklığını rahatlatır.
- Cildin genç ve taze kalmasını sağlar.
Sağlığımıza olumlu katkıları olan hamamlar, elbette sağlığımızı negatif yönde de etkileyebilir.
Hamam uygulamasının sakıncalı olduğu durumlar:
- Kalp ve yüksek tansiyon hastaları: Sıcak ve nemli ortam solunum sistemini uyarır ve nefes alma sıklığı artar. Kalp bu duruma uyum sağlayarak, kan pompalamasını artırır. Bu da kalbin atış hızının yükselmesine neden olur. Türkiye’de 1999- 204 yıllarında hamamda ölen 15 kişinin ölüm nedenleri üzerinde yapılan bir araştırmada,13 vakada ölüm nedeni kalp yetmezliği, bir vakada zatüre ve kalp yetmezliği, bir vakada ise zatüre ve akut pankreatit olarak yayımlanmış ve kalp problemi olan yaşlı kişilerin hamama girmeden önce doktorlarından onay almaları önerilmiştir.
- Kronik solunum sistemi rahatsızlığı olan kişiler
- Açık yarası olan kişiler: Sıcak ve nemli ortam yaranın mikrop kapma olasılığını artırır.
- Migreni olan kişiler: Sıcak dolaşımı artırarak migreni tetikleyebilir.
- Hamile bayanlar
- Güneş yanığı olan kişiler
- Vücut direnci düşük olan kişiler
- Şeker hastaları
- Varisi olan hastalar
Hamam Uygulamalarında Dikkat Edilecek Noktalar
- Hamamların zeminlerinin mermerle kaplı olması nedeniyle kayma riskine karşı tahta nalın, takunya ya da plastik terlik kullanılmalıdır.
- Hamama ne aç ne de tok karnına girilmelidir. Hamamdan önce yenen yemek dolaşım sistemi üzerinde bir gerginlik oluşturur. Aç karnına girildiğinde ise hamam vücuttaki enerjiyi harcayarak sıvı ve mineral kaybına neden olur. Bu da kişilerde mide bulantısı ya da baygınlığa sebep olur.
- Hamama girmeden önce bütün takılar ve gözlükler çıkarılmalıdır. Metal sıcakta ısınır ve ısınan metal deride kızarıklık ve tahrişe neden olabilir.).
- Kontak lensler, gözde tahrişe neden olabileceği için hamama girmeden önce çıkartılmalıdır.
- Hamama girilmeden önce duş alınmalıdır.
- Hamamda kullanılan havlu, bornoz ve peştamallar ayrı tutulmalıdır.
- Hamam sonrası sıcaktan dışarı çıkıldığında vücut üşütülmemelidir.
- Hamam, bir egzersiz gibi enerjinizi kullanır, sıvı ve mineral kaybına neden olur ve bazı insanlar bitkin duruma düştükleri zaman mide bulantısı ya da baygınlık geçirebilir. Bundan dolayı vücudun belirtilerini göz önüne alarak düşük sıcaklıkta ve kısa süreli hamam yapmaya özen gösterilmelidir. Ayrıca fiziksel olarak kendisini bitkin hissedenler hamama girmekten kaçınmalıdır.
- Hamam ve sıcak alkol için uygun değildir. Alkollü ya da alkol alındıktan sonra hamama girilmemelidir.
- Hamamda özellikle nemli ortamlarda üreyen mantar enfeksiyonlarının bulaşması kolaydır. Bu nedenle hamam sonrasında ayaklar , cinsel bölge ve kasıklar iyi kurulanmalıdır. Türkiye’de Bolu’daki 2 hamamda yapılan bir çalışmada hamamın düzenli temizliği ve yüksek ısı nedeni ile mantar üremesi açısından düşük risk görüldüğü, özellikle ortak kullanılan terliklerin bulaşma açısından risk oluşturduğu bildirilmiştir.
- Ciddi bir hastalığı ya da akut kalp, dolaşım ya da solunum problemi varsa hamamdan önce doktora danışılmalıdır.
- Hamam sırasında litrelere varan sıvı kaybı olduğundan, hamam çıkışında bol sıvı tüketilmelidir.
Gelelim keselenme işlemine:
Ölü cilt hücrelerden arınmayı sağlayan keselenme işlemi, cildin üst tabakasını yeniler, cilt gözeneklerini açar, kan dolaşımını hızlandırır ve cilt sağlığını korur. Keseleme işlemi toksinlerin hem deriden, hem de artmış dolaşım ile karaciğer ve böbrek yolu ile atılmasını kolaylaştır.
Kese selüliti önlenmeye yardımcı olan işlemdir. Selülitin için önerilen deriyi fırçalama işlemi gibi, keseleme de etkili ve daha az tahriş edici bir yöntemdir.
Sağlık Açısından Hamam ve Kese Kültürü
Kese yaparken dikkat edilmesi gerekenler:
- Kese ilk kullanımdan önce bol sıcak su ve sabunla yıkanmalıdır.
- Kullanımdan önce kese duru su ile iyice çalkalanmalı ve üzerinde hiçbir şekilde sabun artığı kalmadığından emin olunmalıdır.
- Keselenmeden önce, dayanılabilecek en yüksek ısıda su ile duş alınmalı, daha sonra keselenilmelidir. Kese öncesi sauna veya terlemeye elverişli bir yerde bulunmak keselenmeyi kolaylaştırır.
- Kesenin özelliğini kaybetmemesi için, vücuda tatbiki sırasında hiçbir şekilde sabunlanmamalı, şampuan veya herhangi bir temizlik malzemesi kullanılmamalıdır. Kesenin vücuda tatbiki tamamen duru suyla yapılmalıdır.
- Vücuda yatay ve uzun hareketlerle aynı noktalardan sık geçilmemesine dikkat edilerek uygulanmalıdır. Kese tatbikinden sonra sabunlu lif ile deri üzerinde kesenin sıyırmış olduğu tabaka iyice temizlenmeli ve ılık su ile durulanmalıdır.
- Kese uygulaması 10-15 günde bir yapılmalıdır. Selüliti engellemek için ince ipek bir kese her gün kalça ve baldırlara uygulanabilir.
- Kese kişiye özeldir, ortak kullanımı bulaşabilecek hastalıklar açısından doğru değildir.
Sağlık Açısından Hamam ve Kese Kültürü