“Kosmesis”; Yunan dilinde, “Güzelleştirme Sanatı” anlamını taşımaktadır. Kozmetiklerin rolü de genel olarak böyle tanımlanabilir. Ancak günümüzde bu tanımlama yeterliliğini kaybetmekte; güzellik kavramı kişiden kişiye değişmekte, böylece de inanılmaz çeşitlilikte bir kozmetik ürün yelpazesiyle karşı karşıya bulunmaktayız.
Daha da ötesi; seçilen kozmetikler ve estetik uygulamalar yapay bir dışsal görünümden öte; özgürlükçü bir yaşam felsefesi, iyi hissetme ve karşı tarafta hem uyumlu, hem de farklı olduğu gibi, bir o kadar da pozitif bir izlenim bırakabilme yeteneği ile özdeşleşmektedir.
Böylesi geniş açılardan değerlendirildiğinde; moda, giyim kuşam, aksesuarlarımız, makyaj malzemelerimizden, tercih ettiğimiz sauna ve masaj tiplerine kadar, dış görünümümüzü ilgilendiren ve bu konu ile ilgili tüm malzeme, ürün ve merkezler; kozmetik dünyasının bir parçasıdırlar. Pek tabii ki çok tartışılan ve insanlığın her döneminde farklı şekillerde gündeme gelen bu kavram, kendi içinde değişik açılardan tekrar tekrar sınıflandırılmaktadır.
İşte bu sınıflardan biri de, ilk kez 1989 yılında, “MD formulations” markasıyla üretimine başlanan “dermokozmetik” grubudur. Halen Amerika ve Avrupa dahil bir çok ülkede yasal tanımlaması net olmayan dermokozmetikler genel olarak “ İstenilen kozmetik sonuca, gösterdikleri fizyolojik etki ile ulaşan; deri, saç ve tırnak gibi oluşumların yapı ve fonksiyonlarını olumlu yönde etkileyen; biyolojik aktivitesi olan veya olduğu iddia edilen madde ve ürünler” olarak tanımlanabilir.
Dermokozmetikler kozmetiklerden biraz farklı olarak, derinin daha derin tabakaları tarafından emilerek, derin katmanlara da etki ederler. Dolayısıyla, cildi olası problemlerden korumak ve zaten var olan hasarları düzeltmek amacı ile kullanılırlar. Kozmetiklerden bir diğer farkları da, deriye uygulandıktan sonra uzun bir süre etkinliklerini sürdürmeye devam etmeleridir.
“Dermokozmetik” etiketini alabilmek için firmaların ürünleri, aynen ilaçlar gibi bir çok laboratuar testlerinden geçer ve etkinlikleri, yan etkileri, toksisiteleri (zararlı etkileri ), stabiliteleri ayrıntılı bir şekilde incelenir. Ancak, piyasada dermokozmetik olmadığı halde kendisine öyle bir görünüm vermeye çalışan kozmetikler olduğu gibi, dermokozmetik olup da bunu beyan etmeyen marka ve ürünler mevcut. Tüm bunlar firmaların pazarlama-satış prosedür ve taktikleri ile ilgilidir. Bazı kozmetik ürünler ise, dermokozmetik olmadıkları halde, dermokozmetik sanını almak oldukça masraflı ve uzun bir süreç gerektirdiğinden, kozmetik sınıfında kalmayı tercih edebilmektedirler.
Ülkemizde dermokozmetik ürünler sadece eczanelerde, son zamanlarda da online satış yapan sitelerde satılmaktadır. Ama bu ürünler konusunda uzmanlık eğitimi alıp, Fransa’daki gibi dermokozmetik danışmanlığı yapan kişiler bulunmamaktadır. Bu konudaki satışlar ve öneriler eczacılar ve güzellik uzmanları tarafından yapılmaktadır. Fakat dermokozmetikler daha evvelden de bahsedildiği gibi kozmetik ve ilaçlar arasında yer alan ürün grubudur. Bu ürünler bazı deri hastalıklarının tedavisinde; destek verici, koruyucu veya direkt tedavi edici olarak, dermatologlar (dermatoloji uzmanı = cilt hastalıkları uzmanı ) tarafından önerilmelidirler. Koruyucu olarak kullanıldıklarında bile; bu ürünlerin bir takım yan etkileri olabilir. Bu yan etkiler çeşitli alerjik ve tahriş reaksiyonları olabildiği gibi; siyah nokta ve sivilce gibi yan etkiler de görülebilir. Dolayısı ile herhangi bir dermokozmetik ürün almadan önce, özellikle cildinde egzema, hassasiyet, kızarıklık, gül hastalığı, sivilce gibi hastalıkları olanlar muhakkak bir dermatoloji uzmanına muayene olmalı ve hatta cildinde her hangi bir sorun olmadığı halde genç kalmak isteyenler, yaşlanmanın etkilerini azaltmak ve tedavi etmek isteyenler de dermatologlara danışmalıdır.