Ekolojik ekmek, ekolojik sebze-meyve derken, sıra doğal kozmetik ürünlere geldi. Hiçbir kimyasal ve sentetik madde kullanılmadan üretilen makyaj malzemelerini, gece yatarken temizlemeye de gerek yok. Çünkü bu malzemeler, aynı zamanda birer bakım ürünü.
Dünyada gittikçe popülerleşen ekolojik yaşam trendi, Türkiye’de de yerini almaya başladı. Gıdadan giyime, kozmetikten temizliğe her alanda organik ürünlerin üretimi ve kullanımı artıyor. Yeni trendin en sıkı takipçileri ise, ünlüler ve sosyeteden isimler. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Riva’da bir çiftlik satın alan Türkiye’nin pop starı Tarkan da, doğa dostu kimliğini ve organik ürünleri tercih ettiğini açıkça ortaya koydu. Ve satın aldığı arazide organik tarım yaparak kendi ürünlerini yetiştireceğini duyurdu.
Pekiyi, insanlık tarihi ve de dünya nereye gidiyor? Bizler bu sürece müdahale edebilir miyiz? ( Sizi bilmeyiz ama, biz kozmodermo grubu olarak bu bölümü hazırlayarak ipin ucundan yakaladık ve de umarız sizlerle beraber devam ederiz…)
Felaket haberleri, son 10 yıldır manşetlerde: Geri sayım başladı! Böyle bilinçsiz bir şekilde yaşamayı, kaynaklarımızı vahşice tüketmeyi sürdürürsek; bundan 50 yıl sonra, dünyanın doğal kaynaklarının üçte biri ve binlerce hayvan türü yok olup gidecek. Kuraklık, açlık, yokluk ve hastalık dolu bir gelecek bekliyor bizi!
Bu korkunç haberler, biraz geç olsa da, sonunda gözümüzü korkutmayı başardı ve çevreye duyarlı, sağlıklı, bilinçli bir yaşam biçimi, yani ekolojik yaşam, son yılların en popüler kavramı oldu. Dünya çapında büyük bir hızla yayılan ekolojik yaşam trendi, seçimlerimizi de büyük ölçüde değiştiriyor. Artık çevre dostu yakıtlarla çalışan otomobiller kullanmak, ihtişamlı değil organik kumaşlarla üretilen giysiler giyinmek, kıpkırmızı dev domatesler yerine küçük ama organik olanları tüketmek, kimyasallardan arınmış kozmetikler kullanmak daha makbul. Kimi, sağlık ve çevre bilinciyle bu seçimlere yönelirken, kimi de ekolojik yaşamın yükselen trend ve havalı bir seçim olduğunu düşünerek hayatında değişiklikler yapıyor. Ne de olsa çevrecilik, eskisi gibi saçı başı dağınık çiçek çocuklarının tekelinde değil; Julia Roberts ve Gwyneth Paltrow gibi dünyaca ünlü yıldızlar da şimdi böyle yaşıyor!
Yiyeceklerde ve içeceklerde de artık ekolojik ürünler tercih ediliyor. Tamamen doğal şartlarda üretilen ekmekler, sebze ve meyveler, ne katkı maddesi ne de kimyasal madde içeriyor. Gıdaların yanında, kozmetik ürünlerde de doğal olanlar ilgi görüyor. Rimeller, allıklar, rujlar, pudralar, nemlendiriciler, tıraş losyonları, şampuanlar, kısaca akla gelebilecek her türlü kozmetik ürünün doğal olanı da mevcut. Bu ürünlerin üretiminde tamamen doğal ham maddeler kullanılıyor. Ünlü kozmetik markaları ekolojik kurallara uygun “bio ürünler” ile dikkat çekiyor.
Doğal kozmetik adı ile her piyasaya sunulan ürün o kadar doğal mı pekiyi? Problem biyolojik, ekolojik, doğal tanımlamalarının iyi yapılamamasında. Bazı ürünlerde, çok az miktarda bitkisel içerik, ama buna karşın yüksek oranda sentetik madde kullanılıyor. Ve yine de doğal kozmetik olarak satışa sunulabiliyor. Oysa içeriklerin, % 95 oranında doğal, yani bitkisel ve mineral kaynaklı olması şart. Ayrıca kullanılan bitkiler, kontrolleri gerçekleştirilmiş biyolojik yapıya sahip olmalı. Üretim sırasında ne katalizör ne de stabilizatör olarak, yabancı-sentetik maddeler kullanılmamalı. Biz tüketiciler ise, ürünleri tadarak veya koklayarak ayırt edebilme yeteneğine sahip değiliz. İşte bu yüzden,doğal ürün tercih ediyorsak şu logoları tanımalıyız:
Öyle görünüyor ki diş fırçalama sırasında musluğu kapatma ya da fazla ışıkların söndürülmesi gibi küçük adımlarla gündelik yaşamımıza giren ve yaşam tarzımızı değiştiren ekoloji kavramı; alışverişlerimizde gün geçtikçe daha çok yer kaplayacak; sentetik koruyucuların kullanılmadığı doğal dermokozmetikler ise, güzelliğine önem verdiği kadar, çevreyi ve sağlığını düşünen bilinçli insanların tercih ettiği ürünler